
Her pazar akşamı saat 22:00 sularında başlayan Fatih ALTAYLI ve Murat BARDAKÇI'nın hazırlayıp sunduğu ve her hafta farklı konu-konuklarla karşımıza çıkan Teke Tek Özel'in dün akşamki programdaki konuğu Mesut Ilgım'dı. Programda 1933'te gerçekleşen ''yüksek öğretim reformu'' ve bu çerçevede ülkeye gelen bilim adamlarının hayatları konu edildi. Programdan aldığım notları izninizle aktaracağım.
NOTLAR
* Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Osmanlı İmparatorluğu'ndan devraldığı yüksek öğretim kurumu Darülfünun idi.
* ATATÜRK'ün döneminde bir.ok bakan uzun süre çalışmalarını sürdürmüş ve bir istikrar yakalanmıştır. Ancak bunun aksi bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir istikrar sayğlanamamıştır. Bu dönemde 17 civarında bakan bu görevde bulunmuştur. Bunun nedeni de eğitimde istenilen reformların yapılamamasıdır.
* ATATÜRK, Reşit Galip'e Darülfünun ile ilgili bir araştırma yapılmasını ve rapor hazırlanmasını söylemiştir. Reşit Galip de önceden bu konu ile alakalı düşünüyordu. İsviçreli Malche'ye bu konu ile ilgili bir rapor hazırlattırılmıştı. Daha sonra ATATÜRK de bu rapor üzerine görüşlerini belirtmiştir. Bu rapor üzerine ne yapılacağı düşünülürken o döndemde Nazi Lideri Adolf Hitler, Almanya'da iktidara gelmiştir. Yahudi karşıtı bir politika izleyen Naziler bu hareketlerini hızlandırmışlardır. Bunun sonucunda eğitim kurumlarında çalışan Yahudi eğitimci ve akademisyenler yurt dışına kaçmışlardır. Bunların bir kısmı Hollanda ve başka ülkelere kaçmışlardır. Bu bilim adamlarından bir tanesi de Philip Schwartz idi. Schwartz da daha önceleri türkiye'de eğitim reformu ile ilgili çalışmalar yapmıştı. Almanya'dan kovulan bilim adamlarının bir listesini hazırlıyor. Ayrıca Malche ve Schwartz bu konularda Ankara'da görüşmüşlerdir.
* Reşit Galip, Malche'ye gelen bilim adamlarına fazla para veremeyeceklerini belirtmiştir. Ancak cumhuriyete bilimsel anlamda katkı yapmalarını istemiştir. Gelen bilim adamlarına 450 Lira verilmiştir. Bu o dönem için iyi bir miktardır.
* Schwartz ile de gelecek bilim adamları ile ilgili şartlar göürüşülmüştür. Gelen bilim adamları ile 5 yıllık sözleşme yapılmıştır. Türkiye'nin tek şartı bu bilim adamlarının 3 sene içersinde Türkçe öğrenmesi olmuştur. Bu 3 sene içinde tercüman kullanabilecekleri söylenmiştir. 1933-1950 arasında 1200 civarında bilim adamı ve teknisyen gelmiştir.
* Reformda Darülfünün lağvedilmiş ve İstanbul Üniversitesi adını almıştır. Bu kapatılmanın en önemli nedenlerinden biri üniversitenin ''inkılap ve milliyetçilik'' konusunda gösterdikleri tutum olmuştur. Darülfünun'da çalışan eğitimcilerin önemli bir kısmının işine son verilmiştir.
* Almanya'dan lovulan bilim adamlarından biri de Albert Einstein'dır. Einstein o dönemde Fransa'da bir kurumun başında bulunmaktadır. Ancak Türkiye'ye gelen Yahudi bilim adamlarından bir şekilde haberi olmuştur. Bunun üzerine de o dönemin Başbakanı İsmet İnönü'ye bir mektup yazmıştır. Bu mektupta bazı bilim adamı arkadaşlarının Türkiye'ye önermiştir. Ancak İsmet İnönü güzel bir Fransızca ile yazdığı mektupta bunun mümkün olmadığını belirtmiştir. O dönemde bulunan mevzuattan ötürü bu durumun gerçekleşemeyeceği bildirilmiştir.
* Mübadelede giden Rumların içinde zannatkarlar da vardı. Bu Rum zanaatkarlar gittikten sonra onların işini yapabilecek birileri bulunamıyordu. Bu nedenle gelen kişilerin arasında bazı teknikerler de vardır. Bu kişiler saraylardaki mobilyaların bakımı ile ilgilenmiştir.
* Adolf Hitler'in ekibi bir ajanı bilim adamlarını takip ettirmek amavıyla İstanbul'a yollamıştır. Bu kişi de bilim adamları ile ilgili bir rapor hazırlayıp, bu raporu Almanya'ya yollamıştır. Daha sonra bu bilim adamları çeşitli şekillerde rahatsız edilmişlerdir. Bilim adamları çocuklarından endişe ettikleri için onların eğitim kurumlarını değiştirme ihtiyacı hisstetirmişlerdir. Çocuklarını Alman okulunda alıp Avusturya okuluna vermişlerdir. Ancak daha sonra Avusturya da Almanya tarafından işgal edilince bu okuldan da çocuklarını almışlardır.
* Talat Paşa 15 Mart 1921'de Berlin'de bir Ermeni komitacı olan Soghomon Tehlirian tarafından öldürülmüştür. Cenaze 22 sene saklanmıştır. ATATÜRK döneminde Talat Paşa'nın eşi cenazenin Türkiye'ye getirilmesi için çalışmıştır. Ancak bu girişimlerinde başarılı olamamıştır. Celal BAYAR'ın döneminde ise bu girişimler olumlu sonuçlanmış ve Bakanlar Kurulu Kararı ile vatana geri dönmüştür. 25 Şubat 1943'te yapılan askeri tören ile Hürriyet-i Ebediye'ye gömülmüştür. Yapılan törene hayatta olan İttihatçılar da katılmıştır. Bunun yanın da törene Nazi olan bir diplomat da katılmıştır. Asker olmayan bu Nazi bir diplomat olabilir ve 1. Dünya Savaşı'nda müttefiklerinin lideri olduğundan dolayı bu törene katılmış olabilir.
* Şehir planlamalrında da Almanlar önemli rol üstlenmiştir. O dönemde geride kalmış olan Ankara'nın şehir planlamasını de bir Alman olan Reuter yapmıştır. Reuter daha sonra Berlin'de belediye başkanlığı da yapmıştır.
* 2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Türkiye, Almanya'ya savaş ilan edince ülkemizde bulunan Alman vatandaşı olan bilim adamları birden düşman ülke vatandaşı statüsüne haline gelmiştir. Bu durumu ortadan kaldırmak adına akıllıca bir yöntem ile bilim adamlarının pasoportlarına ''vatansız'' damgası vurulmuştur. Ayrıca kısa süreliğine Anadolu'nun içlerine gönderilmiştir.
* Türkiye'ye gelen bilim adamları Türk kültürüne adapte olmuş ve Türkçe'yi de öğrenmişlerdir. Bazıları Türkiye'de kalmış, bazıları ise geri dönmüşerdir. Ancak gidenler de Türkiye'yi unutmamıştır.
Program 01:00 civarında bitti.
Uğur YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder