30 Temmuz 2009 Perşembe

Bir düşün gerçeğe dönüşmesi: Elano(!)


Taraftar artık inler hale gelmişti, gece nöbetlerinden. Ha geldi ha gelicek derken haftalar geçmişti. Van der Vaart'lar, Deco'lar kimlerin ismi yazılmadı ki. Ama sonunda belki de gelme ihtimali onlardan daha zor biri geldi: Elano Blumer. İsmi çıktığında çoğu kişi gibi bende olmaz diyordum. Zira söylentiler peşinde Milan'ın olduğunu da söylüyordu. Ve gerçekten Elano gibi bir oyuncuyu almak için çift hanelere çıkılması gerektiğini düşünüyordum. Ancak tüm bunların yanında bir faktörü atlamışım: Haldun Üstünel. Nam-ı diğer 007 Haldun. Ve bu Haldun Üstünel faktörü Elano gibi bir Brezilya incisini Galatasarayımıza getirdi.

Elano denilince akla hep serbest vuruşlar ve inanılması güç şutlar gelir. Ancak onu tarif etmek için bu yetersiz kalır. Elano o Brezilya kumsallarının rahatlığında yetişmiş birçok oyuncunun aksine ciddi ve disiplinli bir adamdır. Bundan ötürü olsa gerek Premier League gibi fizik güce dayalı bir ligde kendini kanıtlamış bir Brezilyalı'dır. Ancak oraya alışırken içindeki özü kaybetmemişdir. İzleyenlerin topu ayağına yapıştırdığını zannettirecek kadar iyi bir ilişkiye sahiptir topla. Oyunun güzellikleri ile ilgilenen ve Brezilya futbolunun pozitifliği ile mücadeleti birleştiren bir yapıya sahiptir. bunun en büyük kanıtı da dediğimiz gibi İngiltere performansıdır.

Tabi ondan önce Elano'nun Shaktar yılları da var. Elano öyle bir cevherdir ki Doğu Avrupa'da Ukrayna'da dahi parlamayı başarmış bir futbol varlığıdır. Oynadığı futbol ile Ukrayna'da bir güneş gibi parlamış ve Brezilya Milli Takımı'na seçilmiştir. Yeteneklerini bu tarz sert liglerde mücadelesi ile birleştiren Elano, Ronaldinho vb. tarzda yumuşak Brezilyalılardan ziyade Brezilya futbolunun şuanda en iyisi olarak kabul edilen Kaka'nın izinden gitmiştir. Kaka gibi takımı için gerektiği zaman istenileni yapmıştır. Gerektiğinde defansa yardıma da gitmiştir. Bu Brezilyalı futbolun bir eğlence olmasının yanında ciddi de bir iş olduğunun farkındadır.

Elano ile Galatasaraylılar serbest vuruşlarda tekrar heyecanlanmaya başlayacaktır. Koordinatlarını girip hızını ayarladığı serbest vuruşları bu sezon sık sık izleyeceğiz. Bunun yanında oyunun içinde aynı futbol dilini konuştukları Arda, Kewell, Keita, Baros gibi adamlar da olacak. Bu yüzden alışma konusunda da fazla sorun çekmeycektir.

City'de geçirdiği ilk senede takımın bir numaralı opsiyonu olan ve City'nin efendisi olan Elano, City'nin başına geçen ve ortalığa para saçan Arap sahiplerden sonra düşüşe geçti. Alınan pahalı oyuncuların ardından geri plana itilen Elano mutsuz bir hale getirildi. O da kafasına koyduğu ayrılma planlarını bu sene gerçekleştirdi. Rijkaard'ın altında çalışmanın önemli bir faktör olduğunu da söylemek gerekir. Bu transferde tabiki Haldun üstünel'in önemli bir payı vardır. Ancak Elano'yu özellikle Rijkaard'ın istediği ve Elano'nun da Rijkaard faktöründen etkilendiği biliniyor.

Şimdi bu transferin tadını çıkarma zamanı. Bundan sonrası Rijkaard ve teknik ekibin işi. Koltuğumuza yaslanıp uçuşa hazırlanalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder