
Bu blogu oluştururken kafamda olan düşüncelerden biri de sporun dışında da yazılar yazmaktı. Ancak vakit olmadı. Bırakın diğer alanlarla ilgili yazı yazmayı son birkaç güne kadar doğru dürüst güncel konularla ilgili yazılar bile yazamadım. Bundan sonra mümkün oldukça diğer konularda da yazı yazmaya uğraşacağım. Tarih ile ilgili yapılan programlardan aldığım kısa notları aktarmaya çalışacağım.
Her Cumartesi Habertürk'te 23:15 sularında başlayıp 05:00'e kadar hatta daha ileri zaman dilimlerine kadar süren Tarihin Arka Odası'nda dün konu bugünlerde tartışma konusu olan İran'dı. İran Tarihi ve Türkler ile ilişkileri anlatıldı. Programı sunanlar Murat BARDAKÇI, Doç. Dr. Erhan AFYONCU ve Pelin BATU. Programdan aldığım kısa notları aktarmak istiyorum.
NOTLAR
* Mevlana, Afganistan'da Zerdüşt Merkezlerinde yaşamış ve buralardaki kültürden etkilenmiştir. Bu yüzdendir ki semazenlerin dönüşleri ile zerdüştlerin raksları arasında benzerlik bulunmaktadır.
* İranlıların dayandırıldığı ilk imparatorluk Med İmparatorluğu'dur. Med'ler çok uluslu bir yapıya sahiplerdir. Günümüzde Kürtler ve bazı uluslar kendilerini Med'lerden geldiğini düşünmektedir.
* Med'lerden sonra Ahemenişyan İmparatorluğu kurulmuştur. Ahemenişler, MÖ 530-350 yılları arasında bölgede hüküm sürmüştür. En büyük İmparatorları da Keyhüsrev'dir. Günümüzde İran'da türbesi bulunmaktadır. Devlet olgusunu ve teşkilatını oluşturmuşlardır. Bu yüzden birçok kesmi bu yönden etkilemişlerdir. Ardından Dünya Tarihi'nin sayılı hükümdarlarından olan İskender tarafından yıkılmışlardır. Bu nedenden helenize olmaya başlamış ve bu akımdan etkilenmişlerdir.
* Ahemenişler'den sonra kurulan birkaç devletin ardından Sasaniler devri başlamıştır. Sasaniler, İran'ın son Fars İmparatorluğu özelliğini taşımaktadır. Sasaniler döneminden sonra İslam etkisine girmişler, Türk ve Moğol egemenliğine de girmişlerdir.Sasaniler, İslam Orduları'na Kadisiye Savaşı'nda yenilirler. Bu savaş çok kanlı olmuştur. İran yavaş yavaş Müslümanlaşmaya başlamıştır. Fakat İslam'ı kabul etmeleri biranda olmamıştır. Günümüzde de devam eden Zerdüştlük gibi inançlar uzun süre devam etmiştir.
* Sasaniler yenilmesine rağmen gelenekleri ve yapıları Araplara işlemiştir. Arapların tarih boyunca düzenli, büyük bir devlet yapıları olmadığından dolayı Farsların yapılarından etkilenmişlerdir. Farslar birçok devlet kademesinde görev almışlardır ve Arap devlet yapısına şekil vermişlerdir.
* 1040'ta Dandakan'ı kazanan Selçuklular, İran'a hakim oluyor. Ancak Selçuklular da Fars kültürü ve yapısından etkileniyor. Devlet yazışmalarında Fars dili kullanılıyor. Bu da Türkmen özelliklerinde zayıflamalar görülmesine neden oluyor.
* Daha sonra kurulan Harzemşahları da Cengizhan önderliğindeki Moğollar yıkmıştır. Moğollar, İran'da hüküm sürmeye başlıyor. Ancak İran'ın köklü kültürel yapısı içinde asimüle olan Moğollar kimliklerini kaybediyorlar. Bu dönemdeki İlhanlılar Müslüman olmaya başlıyorlar. Günümüzde ''Şii Öğretisi''ni benimseyen İranlılar'da o dönemde Sünnilik ve Şiilik de yaygın durumdaydı.
* Bir süre Karakoyunlular ile Kra Yusuf hüküm sürdükten sonra bir başka Türk olan Uzun Hasan'ın önderliğindeki Akkoyunlular hüküm sürmeye başladı. Akkoyunlular, Anadolu Türk'üdür. Uzun Hasan, Osmanlı'ya karşı ittifaklar yaparak Osmanlı'yı yenmek istiyor. Fatih Sultan Mehmet de Otlukbeli'ne kadar Uzun Hasan'dan hayli çekinmiştir.
* Uzun Hasan gücünün verdiği güvenle Tokat'ı yağmalamıştır. Fatih Sultan Mehmet buna çok kızmıştır. Hatta iki hükümdar arasında mektuplaşmalar olmuştur. Fatih Sultan Mehmet kışın sefere çıkmaya kalkışmış ancak vezirler tarafından zor durdurulmuştur.
* Ardından çatışmalar başlamıştır. Uzun Hasan, ilk öncü kuvvetlerde Osmanlı'yı yenilgiye uğratmasına rağmen üstüne gitmemiştir. Osmanlı'yı Otlukbeli'nde pusuya düşürmeye çalışmıştır. Bunda da başarılı olmuştur. Ancak Şehzade Mustafa'nın önemli tepeleri alması ve Osmanlı'da bulunan toplar sayesinde savaş Osmanlı lehine dönmüştür. Uzun Hasan yenilmiştir.
* Akkoyunlular Sünni bir bir topluluktur. O sıralarda Hazar kıyılarından ''Erdebil Sufileri'' bir tarikat kurmuştur. Başlangıçta Şafi olan bu tarikat daha sonra Şiiliğe yönelmiştir. Bu tarikat siyasete karışmaya ve İran'ı Şii yapmaya çalışıyor. Bir süre sonra Şeyh Cüneyt Anadolu'ya sürülüyor. Burada bulunan Türkmen aşiretlerinden önemli miktarda mürit topluyor. Bunun yanında Halep ve Şam'da da müritleri bulunuyor.Uzun Hasan'ın kızkardeşi ile evlenmiş ve Uzun Hasan'a yakın durmuştur. Uzun Hasan öldükten sonra onu tehdit olarak gören yönetimler olmuştur. Şeyh Cüneyt de bir kuvvet toplayarak kendi devletini kurmaya çalışırken 1455'te öldürülmüştür. Ardından Şeyh Haydar da aynı amaç uğrunda öldürülmüştür.
* Kendisinden önce dedeleri öldürülen Şah İsmail de müritler tarafından kaçırılıp, saklanmıştır. Şah İsmail'e ''Şii Öğretisi'' öğretilmiştir. Ve Şah İsmail işe Anadolu'dan başlamıştır. Bir süre sonra da Safevileri kurup, başına geçmiştir. Halkını Şii yapmaya çalışıyor. Ancak o dönemde halkın önemli bir kısmı Sünni'dir. Şah İsmail bu yolda kararlı olduğunu bildiriyor ve toplu mezhep değiştirmeler başlıyor. Bu çok kanlı oluyor.
* Safevileri kuranlar Anadolu Türkmen aşiretlerinden giden kişilerdir. Ancak bu aşiretlerin içersinden bir kısmı İran'a giderken diğer kısmı da Anadolu'da kalmıştır. Anadolu kalan bu Türkmen aşiretleri kendilerini hükümdar olarak Osmanlı padişahını değil, Şah İsmail'i tanımışlardır. Bu yüzden Anadolu'da birçok isyan çıkmıştır.
* Yavuz Sultan Selim de bu isyanları dindirmek için tahta geçmiştir. Çaldıran Savaşı'na giderken Yavuz Sultan Selim tehlikeleri ve isynları önlemek için Anadolu'da bulunan Safevi yandaşı Türkmen aşiretlerini deftere geçirtmiştir. Bunları bir kısmı da öldürülmüştür. Ancak ölü sayısı asla 40.000 falan değildir. Çünkü o dönemde Sivas'ın nüfusu zaten 3.000 civarında idi. Bu denli büyük bir kayıp o dönemde gözükmüyor.
* Çaldıran Savaşı'nda Şah İsmail'i mağlup eden Yavuz Sultan Selim bu savaştan sonra bir daha Şah İsmail'i muhattap almamıştır. İran üzerine ikinci kez bir sefere çıkmak istemiştir ancak askerlerin perişanlıkları ve isyan etmeleri yüzünden bu seferden vazgeçilmiştir.
* Kanuni Sultan Süleyman zamanında Irakeyn Seferi'ne çıkılmıştır. Bu sefer ayrıca önemli bir devlet adamı olan İbrahim Paşa'nın ''makdul'' olmasına da zemin hazırlayacaktır. Bu seferler sırasında Bağdat ele geçirilmiş ve kısa bir ara hariç 400 yıl hüküm sürülmüştür. Bu seferde alınan topraklar İran'ın önünü ve Dünya ile bağlantısını kesmiştir.
* Ancak seferlerde alınan şehirler sürekli el değiştirmiştir. Bunun nedeni de halkın farklı mezhepten olması ve Batı Seferlerine ağırlık verilmesidir.
* Ibn-ı Haldun'un Timur'dan korkanlar için söylediği söz ''Timur'dan korkma Mısır'ı onlar değil Osmanlılar alacaktır.'' Bu da Ibn-ı Haldun'un ileri görüşüne göstecektir.
* Timur'un annesi Türk olmasına rağmen baba tarafında Moğol'dur. Ancak kültür olarak Türk etkisinde kalmıştır. Türkleşmiş bir Moğoldur.
* Aleviler eski Türk geleneklerini de yaşatan İslam koşullarını kendilerine göre uygulayan içine başka uluslar karışmamış Türkler'dir.
03:30'dan itibaren not alamayı bıraktım. Ancak bunların dışında Türk-İran ilişkileri konuşuldu. Ayrıca elçiler arasında olan diyaloglar anlatıldı.
'' Sırrı selhinden Nesimi'ye sual ettim dedi
Reh neverd-i Kabe'yi ışkız budur ihramımız''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder