
Avrupa Kupası kaldıran Galatasaray'ın en önemli ismi ve bizden biri olan Seimone, WNBA'de formasını giydiği Minnesota'nın maçında sakatlanmıştı. Fakat olayın güncel olduğu sıralar bloga giremediğim için birşeyler yazamamıştım. Ancak şimdi birkaç kelam etmek istiyorum.
Benim Galatasaray Bayan Basketbol Takımı'nı takip etmemdeki en önemli faktördür Seimone Augustus. Onun oyunculuğu ile ilgili yazılacak çok şey var. Eurocup'ı kazanmamızda en büyük etkenlerden biri. İyi bir kadroya sahip olmamıza rağmen kötü coachingimiz yüzünden iş Seimone ve Young'ın üzerine kalıyordu. Bunla ilgili birşeyler yazıp Seimone konumuzu dağıtmak olmaz.
''Bir taraftar bir sezonda bir yabancı bayan basketbolcuyu ne kadar sevebilecekse, bunun kapasitesini ölçebilen bir cihaz varsa, işte Galatasaray taraftarı Seimone'ı o kadar sevdi. Tabi geçirilen sezonun da etkisi büyüktü. Ancak hani hep söylenilen ve amaçlanan hedef vardır ya ''Avrupa'da başarı'' ya da kuruluşumuzdaki tabiri ile ''Türk olmayan takımları yenmek'' olgusunun bayan basketbolumuzda canlandığı sene içersinde, yıllardan beri ''yıldız'' tanımının altında ''insanlık ile ilgili kavramlarda'' yoksunluk çeken ligimiz oyuncularının arasına ten renginin aksine bir güneş gibi doğmuştu Seimone. Hani Ata'mızın bir sözünde söylediği gibi''Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı'' idi. Oyuncu yetenekleri ile ilgili değerlendirildiğinde gerçekten ''star'' kalibresinde olan ancak bırakın bir ''bayan''a bir ''insana'' yakışmayacak davranışları ile iticiliklerini her fırsatta ortaya koyan oyuncuların aksiydi adeta. Augustus'un gelişine bile inanmak zor olmuştu. Geldikten sonra gösterdiği performansın ardından kötü bir gidişat içersinde olan Erkek Basketbol Takımımız'da dahi oynayabileceği yolunda espriler yapılıyordu. Oyunculuğu bu kadar ileri düzeydeydi. Ancak onu bize sevdiren oyunculuğundan öte karakteriydi. Kazanma azmi, hırsı, sempatikliği ve ''bizden biri'' olması ile sevdik onu. Sezon ortasında koç değişikliği oldu, işler yolunda gitmedi. Ancak onun bir hedefi vardı. Buraya sadece para için gelmemişti. Buraya bir amaç uğruna gelmiş ve ''bizden biri'' olmuştu. Kazanmak için gerekirse kavga bile edebilirdi. Bazen basketbol şansı yanında değildi ve o top o geometrik şeklin içinden geçmiyordu. Ama o her daim savaşıyordu. Seimone için Galatasaray, bayan basketboldan ibaret değildi. Bunu en iyi erkek basketbol maçlarını izlerken onu gördüğünüzde anlıyorsunuz. O saha içindeki olaylar karşısında tepki verip, ayağa kalkıp alkılarken biz de onun içindeki o hırsı ve her alanda başarıyı hedeflediğini gördükçe ona hayran oluyorduk. Ayrıca rahatlığı karşısında da şaşırmıyor değildik. Bu şube 2000'lerde iki günü unutamaz. Hatta tüm tarihi boyunca. Biri 27.03.2005 tarihinde ki bu şube tarihin en kara günü. Diğeri ise 10.04.2009 tarihinde ki işte o muhteşem zafer. Uçlarda gezen bir kulübüz. Ama hep başarı için savaşan bir kulübüz. Her ne kadar bazen yöneticilerimiz buna aykırı davransa da. Bu yolda da savaşan oyunculara daha doğrusu ''aslanlara'' ihtiyacımız var. İŞte Seimone bir oyuncudan öte ''bizden biri''. Neyse olayı fazla veda yazısına dökmemek lazım. 6 ay dediğimiz sayılı gündür, çabuk geçer. Sen yeter ki iyi ol ''Sütlü Çikolata''. Biz Seni Bekleriz!''
Bu arada yönetim sanırım Seimone'a yeni sözleşme teklif edecekmiş. Yönetimin yaptığı vefasızlıkları nasıl söylüyorsak bunu da söylemek gerekli. Yönetime de teşekkür etmek gerekli.