10 Ağustos 2009 Pazartesi

Gaziantepspor 2-3 Galatasaray


Özlediğimiz futbol heyecanına yeniden kavuştuk. Ligimizi yerden yere vuruyoruz, beğenmiyoruz ancak olmadan da olmuyor...

Galatasaray, Gaziantep gibi ligin dişli takımlarından birini 3-2 yenerek başladı. Her ne olursa olsun lige iyi başlamak çok önemlidir. Hem moral açısından hem de geleceğe bakma açısından. Ayrıca başlangıç olarak da ortaya konan futbol kötü değildi. Hele hele Rijkaard ile yeni sulara yelken açan bir takım için...

Tartışmasız yazı en hareketli geçiren takımdı, Galatasaray. Baktığımızda Rijkaard-Neeskens-Albert Roca gibi Barcelona'da çalışmış bir teknik ekibi getirdiler takımın başına. Bu çok önemli bir balangıçtı. Geçen sene Skibbe'nin eleştirilmesindeki en büyük neden geriye bakıldığında kariyerinin zayıf olmasıydı. Bu da yapılan eleştirilerin dozajını arttırıyordu. Takım içi otoriteninde iyi olmadığı söyleniyordu. Ancak bu sene oyuncular kulübeye baktıklarında Rijkaard ve Neeskens gibi futbol efsanelerinden oluşan bir ekip görecekler. Bu onların performanslarını da etkileyecektir. Buna her ne kadar zayıf bir rakip olsa da Netanya maçının rövanşı örnek olarak gösterilebilir. Oyuncular erken skoru bulmalarına rağmen teknik ekibin gözüne girmek için oldukça gayretliydiler. Ayrıca medyada Skibbe'ye yaptığı eleştirileri(hoca değil vs.) Rijkaard'a biraz zor yapar. Adamın geçmişine baktığında hem oyunculuk hem teknik adamlık kariyeri olaarak bu ülkeye gelmiş belki de bir numaralı adam. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve Barcelona sistemini canlandıran teknik adam apoletini taşıyor. Bu büyük bir avantaj. Tabi geçen sene Korkmaz ile biraz çöküntüye uğrasa da Skibbe'nin temellerini attığı pas ve alan savunmasına dayalı sistemin kalıntıları ve oyuncular üzerinde aşinalığı var...

Bunun yanında oyuncu transferi konusunda da yine en can alıcı hamleleri yapan takım, ''007 Haldun'' ile Galatasaray'dı. Ki transferin henüz bitmediğini defansif anlamda eksiklikleri gidermek için transfer(ler) yapılacağı da söyleniyor. Elano ve Keita başta olmak üzere Gökhan, Mustafa Sarp ve Leo önemli transferlerdi. Ve eksiklikleri giderebilecek doğru hamlelerdi. Başta pek tatminkar karşılanmayan Sarp, Zan ve Leo transferleri Elano ve Keita'nın mali olarak gelmesine belki de zemin hazırladı...

Maça gelecek olursak Galatasaray ilk 30 dakika gerçekten iyi bir oyun oynadı. Oyunu kontrolü altında tuttu., rakibe tehlikeli ataklar yapma imkanı vermedi, temkinli oynadı. Bu süreçte gollerin gelmesi de önemli bir olaydı. Bu oyun maçın geneline yayılmadı. Galatasaray belki oyunu çok domine etmedi ancak bunda hava faktörü ve yeni sistem faktörü de etkiliydi. Zamanla iyi oyunun oynanacağı süreler de artacaktır.

Defansif anlamda Sabri ve Gökhan insanlarda şüphe uyandırıyor. Açıkçası bunu normal karşılıyorum. Sabri kaç seneden beri sağ bek oynuyor ancak bir türlü defansif özelliklerinin üstüne koyamadı. Bunun yanında az buçuk var olan hücum özelliklerini deköreltti. Şimdi elinde tek silahı hızı var. Rijkaard'ın da Sabri'yi oynatmasındaki en önemli etken budur zaten. Defansın arkasına kontaralarda ayılabilecek topları engellemesi ve bindirmeler yaparak hücuma çeşitlilik katması. Ancak Sabri'nin defansif hataları gerçekten insanın sinirini oynatıyor. Zaman içersinde maç formunu yakaladığında Uğur'un o bölgeye yerleşmesi bir olasılık. Fakat bu sistemde beklerden birinin hücuma devamlı katılması ve hızlı olması esas olduğundan Sabri ile devam edilme olasılığı da oldukça yüksek. Gökhan için aslında kötü şeyler söylenemez. Elinden geleni yapmaya çalışan, gayretli bir stoper. Ancak yanında aynı ipte bir oyuncu olunca ve bu oyuncu birkaç gömlek daha üst düzey olunca göze çarpıyor. Gökhan ile Servet aynı karakterde oyuncular olunca benzer hareketleri ve koşuları yapıyorlar. Milli Takım'da uzun süredir oynamalarına rağmen aralarındaki uyumun üst düzey olduğunu söyleyemeyiz. Servet'in yanına zaman içersinde yeni bir transferin yada sağlıklı bir Emre Güngör'ün gelebileceğini düşünüyorum. Emre kısa mesafede hızlı bir şekilde dönüş yapabilen bir oyuncu hem de Servet ile birbirlerini tamamlayabilecek tarzda oyuncular. Zaten bu uyumu son şampiyonlukta yarım sezonluk performansta görebiliyoruz...

Orta sahada bulunan Sarp-Ayhan ikilisi ise kötü değillerdi. Ancak orta sahada Gaziantep ile baş etmekte zorlandılar. Bunda hem sıcak havanın hem de sezon başı olmasının etkisi vardı. Gaziantep'in ileri üçlüsü savunmayı zorluyorlardı. Ancak o kadar net pozisyonlar bulduklarını söyleyemeyiz. Gollere baktığımızda biri müthiş bir vuruştan diğeri Sabri'den geldi. Sarp-Ayhan ikilisi ayrıca pas trafiğini yönetme konusunda da etkili değillerdi. Önemli olan pası doğru yere hızlı bir biçimde vermektir. Eğer bu tarz topu tutup, dönüp pas verme işine devam ederlerse çok iyi olmaz.

Kanatlar ise o kadar iyi değillerdi. Tabi Aydın hafta içi oynanan maçta 90 dakika ortaya koyduğu tempodan sonra bu sıcaklıkta Aydın'dan benzer performans göstermesini beklemek Aydın'a haksızlık olurdu. Keita da henüz tam hazır olmamasından dolayı kanat etkinlikleri sınırlı kaldı. Buna rağmen Keita'nın topu ayağına her aldığında dikine oynamaya çalışması, rakibinin üzerine üzerine gitmesi, hızı ve tekniği ilerisi için oldukça iyi sinyaller verdi. Bu sene Keita'nın Galatasaray'da çok iyi işler yapacağı aşikar. Çok önemli bir oyuncu. Ayrıca maç içinde de biran korkuttu. Ancak daha sonra oyuna devam etmesi herkesi sevindirdi(Antep taraftarının yaptığı terbiyesizliğe fazla değinmek istemiyorum).

Takım olarak üst düzey oynamasa da Galatasaray'ın galibiyetindeki temel etken ''Kaptan'' idi. Arda gerçekten sorumluluğunun bilincinde, takıma faydalı olmayı ve kazanmayı düşünen gerçek bir lider. Attığı godleki koşusu gerçekten önemliydi. Bir forvet arkası oyuncunun yapması gereken koşulardan biriydi. Arda'nın bu sene asistlerinin yanın da gol sayısının da çift hanelerde olacağını düşünüyorum. Ayrıca bu sene başladığı korner ve duran topları iyi kullanma özelliği de devam ediyor. Baros ise etkisiz gibi görülse de yine ileride didinen, mücadele eden bir yapısını sürdürdü. Gol atmasının yanında Baros'un yaptığı koşular, rakibi yorması, didinmesi Galatasaay için son derece önemli. Gönderilmesi gündemde olan Nonda'nın da Netanya maçının ardında bu maçtada skor üretmesi iyiye işaret. Yetenek, tecrübe ve oyun bilgisi baz alındığında bu ligin en iyi forveti olduğunu söyelemek güç değil. Önemli olan fiziki durumu. Eğer bu konuda bir istikrar yakalarsa önemli roller üstlenecektir...

Gaziantep için birkaç söz etmek gerekir. Antep hücum anlamında ligin iyi takımlarından biri olacağını gösterdi. Julio-Tabata-Beto üçlüsü can yakmaya aday. Orta sahada Murat Ceylan gibi bir oyuncuları var. Bunun yanında Portekizli teknik adam Couceiro da Antep için önemli bir şans. Couceiro bu sene Antep'e iyi bir futbol oynatacaktır. Ancak savunma konusunda ciddi sıkıntıları olacaktır. Stoper ikilileri birbirin kopuk ve uyumsuz. Özellikle Deumi Allah'a emanet gidiyor. Bekleri de hücumcu oyuncular. Savunma yönerli kuvvetli olmayan orjinleri kanat oyuncusu olan oyuncular. Mehmet Yozgatlı'yı sağ bek, Olcan'ı sol bek oynatmak ciddi rakipler karşısında onları kötü pozisyonlara düşürebilir. Ancak tehlikeli hücum silahları ile önemli işler yapacak ve zevk veren bir futbol oyanayacaktırlar...

Bu arada ufak ayrıntıları da söylemek gerekli. Rijkaard'ın her golden sonra heyecanını ve azmini görmek çok güzel bir olay. Ayrıca maçın bitiminde oyuncularını soyunma odası girişinde karşılaması ve tek tek tebrik etmesi ne kadar özeli bir adam olduğunun göstergesi...

Frank gerçekten güven veriyor...

Galatasaray gün geçtikçe daha da iyi olacaktır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder